10 Aralık 2024 Salı
Yeni Asgari Ücret İçin İlk Pazarlık Başlıyor
ASGARİ ÜCRETİN BELİRLENMESİNDE İNSAN ONURU VE YAŞAM KALİTESİ ÖNCELİKLİ OLMALI!
Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden biri olan asgari ücret artışı, milyonlarca çalışanın yaşamını doğrudan etkiliyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısı, işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinin bir araya gelmesiyle bugün gerçekleştirilecek. Milyonlarca çalışanı yakından ilgilendiren 2025 yılı asgari ücret görüşmeleri öncesinde önemli açıklamalarda bulunan Sahim-SEN Başkanı Özlem Akarken, hem kamu çalışanlarının hem de sağlık emekçilerinin maaşlarının enflasyon karşısında eridiğine dikkat çekerek açlık sınırının altında belirlenen ücretlerin adil olmayan bir durum yarattığını belirtti.
Yeni asgari ücret zammı için yapılacak ilk pazarlıkta, masada hangi rakamların konuşulacağı merak konusu. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 15 üyesinden oluşan heyet, bugün gerçekleştireceği ilk toplantısında asgari ücret artışı için müzakerelere başlayacak. Toplantıda, işçi ve işveren temsilcilerinin karşılıklı görüşmeler yapacağı ve oy çokluğuyla ilk kararın alınacağı belirtiliyor. Sahim-SEN Başkanı Özlem Akarken, toplantı öncesi yaptığı açıklamada Türkiye’nin mevcut ekonomik koşullarında yapılan maaş artışlarının yetersiz kaldığını vurgulayarak, bu adaletsizliğin çalışanların yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilediğini söyledi.
Asgari Ücret Sadece Bir Rakam Değildir Ocak 2025 itibarıyla yürürlüğe girecek yeni asgari ücretin, tüm çalışanların refahını artıracak şekilde belirlenmesi gerektiğine dikkat çeken Özlem Akarken, “Bu enflasyonist ortamda yapılan maaş artışları, sağlık emekçileri ve milyonlarca çalışan için yetersiz kalmaktadır. Açlık sınırının dahi çok altında kalan bu ücretlerle bir ailenin geçimini sağlayabileceğini varsaymak akıl tutulmasıdır. Sağlık çalışanları, emekliler ve kamu çalışanları, yıllardır ekonomik sıkıntılar içinde ayakta kalmaya çalışmaktadır. Bu koşullar altında verilen bu zammı kabul etmemiz mümkün değildir. Sağlık emekçileri ve milyonlarca çalışan açlığa terk edilmiştir. SAHİMSEN olarak, işverenlerin sürdürülebilir üretim kapasitesini koruyacak, çalışanların da insan onuruna yakışır bir yaşam sürebileceği adil bir düzenleme talep ediyoruz. Sosyal adalet anlayışı doğrultusunda belirlenmesi gereken bu rakam, çalışanlarımızın ve ailelerinin insanca bir yaşam sürmesi için kritik önemdedir.” dedi.
Açlık Sınırının Altında Maaşla Yaşamak Mümkün Değil Asgari ücret, toplumun en savunmasız kesimlerinden biri olan işçi sınıfı için bir barometre işlevi görmektedir. Açlık sınırının altında belirlenen bir ücretle bir aileyi geçindirebilmek, ne yazık ki mümkün değildir diyen Akarken, “Bugün, milyonlarca çalışan asgari ücretle geçim mücadelesi veriyor. Artan enflasyon ve yükselen yaşam maliyetleri, maaşların değerini her geçen gün daha da eritiyor. Açlık sınırının çok altında belirlenen ücretler, çalışanlarımızı geçim derdiyle baş başa bırakıyor. Asgari ücretin belirlenmesinde sadece ekonomik göstergeler değil, aynı zamanda insan onuru ve yaşam kalitesi göz önünde bulundurulmalıdır. Sağlık çalışanları, kamu çalışanları ve tüm işçiler, hak ettikleri maaşları almalı ve ekonomik krizden etkilenmeden yaşamlarını sürdürebilmelidir.’’ ifadelerini kullandı.
Sahim-Sen’den 2025 Asgari Ücret Artışı İçin Adalet ve İnsanca Yaşam Talebi 2025 yılı için yapılacak asgari ücret artışı, Türkiye’nin sosyal adalet anlayışını ve ekonomik hedeflerini yansıtan bir karar olacaktır. Bu kararda, çalışanların haklarının korunması, kamu hizmetlerinin sürdürülebilirliği ve ekonomik refahın sağlanması adına atılacak adımlar büyük bir önem taşıdığını vurgulayan Akarken, Sağlık Hizmetleri Sendikası (Sahim-Sen) olarak talepleri belirtti;
|
HEPSİBURADA, GÜÇLÜ PERFORMANSINI ÜÇÜNCÜ ÇEYREKTE DE SÜRDÜRDÜ Saatte 96 yeni müşteri kazandı Hepsiburada, 2024 yılının üçüncü çeyreğine ilişkin finansal sonuçlarını açıkladı. Temmuz-Eylül döneminde 233 bin müşteri kazanımıyla aktif müşteri sayısını Hepsiburada, operasyonel mükemmeliyet ve müşteri memnuniyeti üzerine inşa ettiği büyüme modeliyle, yılın üçüncü çeyreğinde de güçlü finansal sonuçlara imza attı. Enflasyondan arındırılmamış verilere göre yılın üçüncü çeyreğinde toplam satış hacmini daha önce açıkladığı tahminlerle uyumlu biçimde yüzde 70 oranında artıran Hepsiburada, enflasyondan arındırılmış verilerde de yüzde 10,3 büyüme performansı yakalayarak sektördeki güçlü konumunu pekiştirdi. Bu veriler ışığında yılın üçüncü çeyreğindeki toplam satış hacmi 42,3 milyar TL olarak gerçekleşti. Böylece Hepsiburada’nın enflasyondan arındırılmış 9 aylık toplam satış hacmi 122 milyar liraya ulaşırken, toplam satış hacmi büyüme oranı enflasyondan arındırılmış verilere göre yüzde 17,4 oldu. Hepsiburada, verimlilik ve sürdürülebilir kârlılık performansını da yükselterek enflasyondan arındırılmış verilere göre FAVÖK’ün toplam satış hacmine oranını yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla 0,9 puan artışla yüzde 1,2 seviyesine çıkardı. 9 aylık dönemde ise 0,6 puan artışla yüzde 1 olarak gerçekleşti. Öte yandan, Hepsiburada’nın operasyonel nakit akışı ilk 9 ayda yüzde 36,3 artışla yaklaşık 3,4 milyar TL’ye ulaştı; serbest nakit akışı ise aynı dönemde yüzde 50,5 artışla 2,1 milyar TL’ye yükseldi. PLATFORMDA SATIŞA SUNULAN ÜRÜN SAYISI 280 MİLYONA YÜKSELDİ Üç aylık dönemde yaklaşık 32 milyon sipariş alan Hepsiburada böylece 2024’ün ilk 9 ayında aldığı sipariş sayısını da geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 25 artırarak 98 milyona çıkardı. Platformda satışa sunduğu ürün seçkisini yüzde 33’lük artışla 280 milyonun üzerine taşıyan Hepsiburada, net müşteri kazanımında da önemli bir başarıya imza attı. Aktif müşteri sayısı üçüncü çeyrekte 207 bin artışla 12,3 milyon seviyesine yükselirken, böylece saatte 96 yeni müşteri kazanımı gerçekleştirmiş oldu. Müşterilerin son 12 aydaki sipariş sıklığı ortalaması ise 10,8 oldu.
“MÜŞTERİ ODAKLI YAKLAŞIMIMIZ BİLANÇOYA YANSIYOR” Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Hepsiburada CEO’su Nilhan Onal Gökçetekin, “Hepsiburada olarak, büyük bir gururla üstlendiğimiz ‘ticareti dijitalleştirme’ sorumluluğumuz sadece online bir alışveriş platformu yaratmakla sınırlı değil. Müşterilerimizin kaliteli ve güvenilir ürünlere, en kolay ve en uygun şekilde ulaşmasını sağlamak, siparişten teslimata kadar onlara en iyi müşteri deneyimini sunmak, bu vizyonun vazgeçilmez bir unsuru. Bu anlayışın ve müşteri odaklı düşünce kültürünün, son dönemde ortaya koyduğumuz güçlü bilançoların en büyük destekçisi olduğuna inanıyoruz. Özellikle yoğun rekabetin bulunduğu sektörlerde, daha çok tasarruf üzerinden sağlanmaya çalışılan bilanço kalitesinin aslında müşteri memnuniyetinden ve operasyonel mükemmeliyetten geçtiğini çok iyi biliyoruz. 2024 yılı, Hepsiburada tarihinde, bunu rakamlarla da ortaya koyduğumuz önemli bir dönüm noktası oldu. Seneyi, toplam satış hacmimizde yaklaşık yüzde 75 oranında büyümeyle tamamlamayı bekliyoruz. Enflasyondan arındırıldığında yüzde 13 düzeyinde bir büyümeden bahsedebiliriz” dedi. “KÂRLILIK VE VERİMLİLİĞİMİZİ ARTIRDIK” Eylül ayında gerçekleştirdikleri okula dönüş kampanyası ve Hepsiburada Premium üyelerinin artan sipariş sıklığının etkisiyle yılın ilk 9 ayında toplam satış hacimlerini yüzde 90,4 (enflasyondan arındırılmış %17,4) artırdıklarını hatırlatan Nilhan Onal Gökçetekin, “Bizim için satış hacmimizi artırmak kadar önemli olan diğer bir konu bunu kârlı ve sürdürülebilir bir şekilde yapabilmek. NASDAQ Teknoloji Borsası’na kote olduğumuzdan bu yana ilk kez bir çeyrekte enflasyondan arındırılmış faaliyet kârı elde ederek, bu alanda önemli bir performans ortaya koyduk. Aynı şekilde FAVÖK’ümüzü üçüncü çeyrekte yüzde 287, yılın ilk 9 ayında ise yüzde 192 yükselttik. Tüm bunlara paralel olarak kârlılık oranımız da, üçüncü çeyrekte 2,1 puan iyileşerek yüzde 11,5 ile halka arz sonrası dönemin en yüksek seviyesine ulaştı” dedi. “HEPSİJET, DİĞER PERAKENDECİLERE SUNDUĞU TAŞIMA HİZMETİ HACMİNİ YÜZDE 97 ORANINDA ARTIRDI” Hepsiburada’nın güçlenen bilançosunda, yapay zeka odaklı yatırımların çok büyük payı olduğunu sözlerine ekleyen Nilhan Onal Gökçetekin şu ifadeleri kullandı: “Gelir çeşitlendirme stratejimizin önemli bir parçası olan yapay zeka odaklı yatırımlarımız, sadece Hepsiburada bünyesinde değil, platform dışında da çok güçlü büyüme performansları ortaya koyuyor. Türkiye’nin 81 ilinde hizmet veren HepsiJET, platform dışındaki perakendecilere sunduğu taşıma hacmini yüzde 97 oranında artırırken, dış müşterilerin toplam taşıma hacmi içerisindeki payı %35’e ulaştı. Türkiye’nin en büyük banka-dışı ‘şimdi al sonra öde’ oyuncusu olan Hepsipay, Hepsiburada Limiti çözümünde yıllık 3,1 katlık hacim büyümesiyle hem bu alandaki yetkinliğini hem de sektörün potansiyelini ortaya koydu.” ‘HEPSİBURADA PREMIUM’U TERCİH EDEN MÜŞTERİ SAYISI 3,7 MİLYONA YÜKSELDİ Hepsiburada üçüncü çeyrek bilançosu ve yatırımcı sunumunda öne çıkan diğer detaylar da şu şekilde:
|
Finansal Kontrolörün DNA’sı Raporu 2024 yayımlandı
EY: Finansal kontrolörlerin %86’sı önümüzdeki beş yıl içinde rollerinin kapsamının büyük ölçüde değişmesini beklediğini söylüyor EY; Finansal Kontrolörün DNA’sı Raporu’nun 2024 versiyonunu yayımladı. Uluslararası danışmanlık, denetim, güvence, strateji, kurumsal finansman ve vergi hizmetleri şirketi EY (Ernst&Young), Küresel Finansal Kontrolörün DNA’sı Raporu 2024’ü yayımladı. 28 ülkede 1.000’den fazla finansal kontrolör ve 280 üst düzey finans liderinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, finansal kontrolörlerin, önümüzdeki beş yıl içinde rollerinde radikal bir değişime hazırlandığını, veri ve teknolojiyi kucaklayabilenler için büyük fırsatlar sunduğunu ortaya koyuyor. Ancak, katılımcıların birçoğu bu değişimin neleri içerdiği konusunda emin değil ve birçoğu da bu değişimi yönetmek için ihtiyaç duydukları desteği alamadığını ifade ediyor. Ayrıca rapor, her 10 finansal kontrolörden neredeyse 9’unun (%86) 2030 yılına kadar rollerinin önemli ölçüde değişmesini beklediğini ve %39’unun değer yaratmaya daha fazla odaklanacağını öngördüğünü belirtiyor. Araştırmaya katılan finansal kontrolörlerin dörtte birinden fazlası (%26), on yılın sonunda rollerinin tamamen farklı ve hatta belki de “bilinmeyen” yetenekler gerektireceğini düşünüyor. Sadece %14’ü gelecekteki rollerinin bugünküne benzer olacağını söylüyor. Araştırma, pek çok finansal kontrolörün yakın gelecekte yaşanacak değişiklikler için kendilerini iyi hazırladığını ortaya koyuyor. Hazırlıklarını yapan liderler, Yapay zekanın (AI) gelişmesi konusunda çoğu finans liderinin önündeler ve %67’si bu teknolojiyi günlük işlerinde kullanıyor. Buna ek olarak, finansal kontrolörlerin %88’i stratejik öngörüler sağlamak için yapay zekayı kullanıyor. Ancak birçoğu, değer yaratmak için ihtiyaç duydukları desteği alamıyor. Her 10 kişiden biri (%10) gerekli personele sahip olmadığını söylerken, beşte biri (%20) gerekli bütçeden yoksun olduklarını belirtiyor. Finansal kontrolörün rolünün değişim içinde olduğu açıkça kabul edilmesine ve veri içgörüleri ile yapay zekanın benimsenmesine rağmen, araştırma aynı zamanda gelişen teknolojinin gücünden tam olarak yararlanmak için daha fazla desteğe ihtiyaç duyulabileceğini de gösteriyor. Katılanların sadece %21’i teknolojiyi kullanma fırsatlarını araştırmayı değer yaratmanın en önemli üç yolundan biri olarak sıralarken, %73’ü teknolojiyi şirketin büyümesi için kullandığını belirtiyor. Birçok finansal kontrolör değer yaratmayı rollerinin gelecekteki odak noktası olarak görse de, şimdilik büyük bir kısmı büyüme fırsatlarını araştırmak yerine maliyet tasarrufu stratejileri (%46) gibi değer optimizasyonuna odaklanmaya devam ediyor. Ancak araştırma, “kendine güvenen kontrolörler” olarak bilinen ve halihazırda teknoloji yoluyla değer yaratan bir grup finansal kontrolör (genel örneklemin %25’i) olduğunu ortaya koyuyor. Bu grubun yaklaşık beşte ikisi (%37), ankete katılan diğer kontrolörlerin %25’ine kıyasla inovasyon konusunda liderlik ediyor. Kendine güvenen kontrolörlerin sadece üçte biri CFO olmak istiyor Rapor ayrıca, sektör genelindeki nitelikli profesyonel eksikliğini yansıtacak şekilde, önümüzdeki yıllarda mesleğin zirvesinde potansiyel bir yetenek sıkıntısına işaret ediyor ve kendine güvenen kontrolörlerin sadece üçte biri (%32) finans yöneticisi (CFO) olmak istediğini söylüyor. CFO rolünü hedefleyenler, bazı iş alanlarının önemi konusunda, görevlerinde kalmak isteyen kontrolörlere göre daha az ikna olmuş durumdalar. Örneğin, CFO olmak isteyenlerin sadece %51’ine kıyasla, görevlerinde kalmak isteyen kontrolörlerin %73’ü inovasyonun önemli olduğunu söylüyor. EY Türkiye Finansal Muhasebe ve Danışmanlık Hizmetleri Şirket Ortağı Ozan Özarıkça raporla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Finansal kontrolörün rolü önemli bir değişimin eşiğinde ve bunun nasıl sonuçlanacağı tam olarak belli olmasa da artık aynı anda birden fazla sorumluluğu yerine getirmeleri gerektiği açıktır. Kısa vadeli performans ile uzun vadeli değer sağlamak arasında bir denge kurmaları gerekiyor ve sorumlulukları artık bilançonun çok ötesine uzanıyor. Ayrıca başarılı bir dönüşümün ilk adımı, değişim ihtiyacının kabul edilmesidir. Bunun çoğu finans fonksiyonunda mevcut olduğu açık olsa da finansal kontrolörlerin değer yaratma potansiyellerini ortaya çıkarmak ve liderleriyle birlikte sektörü geliştirmek için gereken teknolojik becerileri ve bilgileri geliştirmede aktif olarak liderlik etmeleri gerekir. İnovasyon, özellikle de teknoloji ve veri kullanımı söz konusu olduğunda ‘kendine güvenen kontrolörler’ ile meslektaşları arasındaki fark çok açık. Bu liderler, daha az tecrübeli kontrolörlerin beceri ve odaklanma açısından üzerinde çalışabilecekleri ideal bir model sunuyor ve doğru destek ve yaklaşımla, finansal kontrolör rolünün gerçek değer yaratma ve inovasyon için nasıl bir güç olabileceğini gösterebiliyorlar.” |
|
|
|